NBA'de Normal Sezon Heyecanı Tam Gaz Devam Ediyor!
NBA'de normal sezon her zamanki gibi son hızda devam ediyor.Sezonun yaklaşık üçte birlik kısmı geride kalırken bu süre zarfında birçok sansasyonel olay ve beklenmedik performanslara şahit olduk.Sezonun başında kötü olmasını beklediğimiz takımların iyi başlaması,daha iyi olmasını beklediğimiz takımların sezona yavaş girmesi ve zaten tepede olmasını beklediğimiz bazı takımların üzerine koyarak devam etmesiyle birlikte de şu ana kadar gayet heyecanlı geçen bir sezon olduğunu söyleyebiliriz.Bizler de bu yazımızda şu ana kadar ligde öne çıkan başlıkları sizlerle birlikte değerlendirmek istedik.Gelin şimdiye kadar NBA sezonunda neler olup bittiğine kısaca bir göz atalım.
Beklentileri Aşanlar ve Yakalayamayanlar
Sezonun başında beklentiyi en aşan takım Utah Jazz oldu.Yazın ana çekirdeğinden Mike Conley hariç herkesi takaslayan Jazz yeni kadrosuyla kimsenin beklemediği bir performansla sezona başladı.Lauri Markkanen'in hücumda takımını bir süper yıldız gibi sürüklemesi ve muazzam bir gelişim göstermesi,Mike Conley'nin takıma liderlik etmesi,Jordan Clarkson'ın güçlü skorer performansı ve Kelly Olynyk ile Jarred Vanderbilt'in yan parça olarak çok yararlı oynamaları takıma sezon başında çokça galibiyet aldırdı.Yeni çaylak koç Will Hardy'nin bu genç çekirdeği bu kadar iyi idare etmesi de Utah'ı sezon başındaki hedeflerinden olumlu anlamda uzaklaştırmış oldu.Sezon başında draftta üst sıraları hedeflemesi beklenen takım şu anda herkesin birbirine çok yakın olduğu batı konferansında play-in potasında bulunuyor.
Batı konferansında beklentileri aşan bir diğer takım ise Sacramento Kings."Light the Beam" sloganıyla bütün şehri arkasında toplamayı başaran Kings,De'Aaron Fox'un artan performansı ve takım halinde çok iyi şut atmasıyla batı konferansında gayet iddialı bir noktaya geldi.Takım halinde savunma konusunda Domantas Sabonis'in varlığıyla hâlâ problemler yaşasalar da hücumda şu anda inanılmaz bir seviyeye çıktılar ve hücum sıralamasında ligin zirvesine yakın devam ediyorlar.Takasla takıma katılan Kevin Huerter ve draftta dördüncü sıradan seçilen Keegan Murray'nin de takıma katılmasıyla güzel bir çekirdek yakalayan Sacramento,sezon başında ancak play-in zorlayabilir gibi gözükürken şu anda playoff potası içinde sezonu devam ettiriyor.
Batı konferansındaki yakın mücadele içinde hayal kırıklığı yaşatan en büyük takım ise Minnesota Timberwolves oldu.Sezon başında büyük bir takasla daha yukarıları hedefleyen Minnesota,çok yakın giden batı yarışında şu anda play-in potasının hemen altında bulunuyor.Sezonun şu ana kadarki kısmında vücut dili olarak en kötü takım gibi gözüken Minnesota'da kimsenin hiçbir şeyi umursamaz gibi gözüken tavırları takımı sıkıntıya soktu.Sezon içinde rakiplerinin hepsinin en iyi oyuncularının sakat olduğu bir bölümü yakalayıp galibiyet serisi yakalasalar da bu onlar için bir göz boyama oldu.Anthony Edwards'ın sahada küsmüş gibi gözüken ruh hali,Rudy Gobert'in hiç konsantre gözükmemesi ve Karl-Anthony Towns'ın formsuz bir dönem üzerine sakatlık da yaşaması takımı ciddi anlamda sıkıntıya soktu.Sezon başında yapılan yatırımın üzerine bu takımın toparlanıp kendini en azından playofflara atması şart gibi gözüküyor.
Doğu konferansına geldiğimizde en şaşırtıcı takımın Indiana Pacers olduğunu söyleyebiliriz.Tyrese Haliburton'ın olağanüstü liderliğiyle Bennedict Mathurin'in lige gelir gelmez gösterdiği inanılmaz skorer performansı takımı doğunun orta sıralarındaki karmaşanın içinde playoff potasına sokmayı başardı.Myles Turner'ın kariyerinin en iyi sezonunu geçiriyor olmasının yanında çaylak Andrew Nembhard'dan da beklemediği bir katkı alan Indiana şu anda ligin en beklenmedik işlerine imza atan ekiplerinden biri.Tyrese Haliburton'ın ligin asist kralı olup all-star seviyesine çıkması ve Bennedict Mathurin'in yılın çaylağı performansı göstermesi bunun en büyük iki sebebi oldu.
Doğuda beklentilerin altında kalan en önemli takım ise Chicago Bulls oldu.Sezon başında ciddi sakatlıklarla sezona giren Chicago'da DeMar DeRozan'ın geçtiğimiz senenin gerisinde kalması ve Zach LaVine'in kontratı aldıktan sonra beklenen liderliği gösterememesi bunun başlıca sebepleri olarak gösterebilir.Ayrıca Nikola Vucevic'in savunmada takımı çok aşağı çekmesi ve Patrick Williams'ın da sakatlık dönüşü istenen performansı sergileyememesi de takımı aşağı çeken diğer faktörler oldu.Alex Caruso ve Ayo Dosunmu hâlâ takımda iki yönlü mücadeleye devam etseler de LaVine ve DeRozan performanslarını arttıramazsa Chicago'nun işi çok kolay gözükmüyor.Nikola Vucevic'in de savunmada kara delik olmaktan bir an önce çıkması gerekiyor.Lonzo Ball'ın sakatlığına rağmen sezona playoff umutlarıyla başlayan ekip şu anda play-in potasının hemen altında bulunuyor.
Beklentilerin çok yüksek olmamasına rağmen onu bile yakalayamayan iki takım ise Charlotte ve Detroit.Charlotte'da LaMelo Ball'ın sakat girdiği sezonda 3 maç oynadıktan sonra bir daha sakatlanması onları çok sıkıntıya sokarken takımın diğer önemli parçaları Terry Rozier ve Gordon Hayward'ın da sakatlık yaşaması onlara büyük darbe vurdu.Savunmada zaten çok problemli olan takımın yıldızları da sahaya çıkamayınca Charlotte play-in potasından uzaklaşmış oldu.Beklentilerin daha da az olduğu Detroit'te ise Cade Cunningham'in sakatlığı sonrası takımın az da olsa play-in zorlama ihtimali kalmamış oldu.Takıma takasla kattıkları Bojan Bogdanovic ve drafttan ekledikleri Jaden Ivey'den fena katkı almasalar da bu savunma malzemesiyle doğu sonunculuğundan kurtulmaları ancak Orlando'nun beklenen düşüşü göstermesiyle mümkün olabilir gibi duruyor.Detroit adına yine drafta gidilen bir sezon yaşıyoruz.
Muazzam MVP Yarışı
Son yıllarda ligin oyuncu kalitesinin artmasıyla birlikte MVP yarışları da çok ciddi bir rekabete sahne olmaya başladı.Süper yıldızların neredeyse birçoğunun çok verimli yüzdelerle muazzam istatistikler yakalamaları bu yarıştaki tartışmaları arttırmaya başladı.Ancak sezonun şimdiye kadarki bölümüne bakarsak MVP yarışında iki ismin öne çıktığını söyleyebiliriz:Stephen Curry ve Luka Doncic.
Geçtiğimiz yılı finaller MVP'si olarak kapatan Stephen Curry bu sene de finalde bıraktığı yerden devam ediyor.Takımın birçok sıkıntı yaşadığı dönemde bireysel olarak inanılmaz bir performans ortaya koyan Curry,takımının %50 galibiyet seviyesinde kalmasında şüphesiz en önemli isim oldu.30 sayı 6.6 ribaunt ve 7 asist ortalamalarının yanında %66.4 gerçek şut yüzdesi ve %43.2 üçlük yüzdesiyle bireysel olarak takımını sırtlamaya devam ediyor.Sezonun başında yaşananların ardından Jordan Poole'un düşen performansı,Klay Thompson'ın ritim bulmakta çok zorlanması,takımın yan parçalarının özellikle savumada bekleneni verememesi ve sürekli faul yapmaları takımın galibiyet yüzdesini aşağıda bırakırken genç oyunculardan beklenen katkıların alınamaması ve deplasmanda ligin en kötü takımlarından biri olmaları Golden State'i galibiyet yüzdesi anlamında ligin ortalarında bıraktı.Ancak Stephen Curry gösterdiği bireysel performansla birlikte şu ana kadar bu ödülde en önde giden isimlerden birisi konumunda bulunuyor.
Curry'nin yanında bu ödül için birisinin daha adının geçmesi gerekiyosa bu isim kesinlikle Luka Doncic.23 yaşındaki Sloven yıldız bu sezon bireysel performansıyla Stephen Curry'nin yaptığı gibi takımını %50 galibiyet yüzdesinde tutmaya devam ediyor.%60.5 gerçek şut yüzdesiyle 32.9 sayı 8.5 ribaunt ve 8.8 asistlik inanılmaz ortalamalar yakalayan Doncic için tek eksi yan %37 top kullanma oranına sahip olması olabilir.Takımın geri kalanının çok kötü şut attığı bu dönemde neredeyse 5 topun 2'sini kullanması normal olarak karşılanabilecek olsa da bunun takımı ritme sokma konusunda da büyük bir eksi olduğunu söyleyebiliriz.Ancak öte yandan Doncic'in bu seneki artılarından bir tanesi de savunma tarafında oldu.Tabii ki savunmada rakiplerini kitleyen bir oyuncuya dönüşmedi.Ancak geçtiğimiz sezonki gibi takıma bir eksi yazmazken en azından o savunmanın bir parçası olmayı başardı.Hücumda yaptığı akıl almaz işler ise onu kesinlikle bu ödülde en yukarıdaki isimlerden birisi yapıyor.Tek başına hücum konusunda Doncic'in bu sezon inanılmaz bir noktaya geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.İstatistiksel olarak da inanılmaz bir noktaya çıkan Doncic'in bu sezon 3 kez 40 sayı atarak triple-double yapması da bu müthiş formunun en büyük göstergeleri oldu.
Bu iki ismin hemen arkasından onları takip eden isim ise Jayson Tatum.Geçtiğimiz sezon NBA finallerindeki performansıyla herkese hayal kırıklığı yaşatan Tatum,takımın sezon başında yaşadığı birçok sıkıntıya rağmen muazzam bir sezon geçiriyor.Ime Udoka'nın takımdan ayrılığı sonrasında yeni koç Joe Mazzulla'nın takıma katılmasıyla Boston'ın hücumda ligin açık ara lideri olmasında şu ana kadarki en önemli isim şüphesiz Jayson Tatum.%62.3 gerçek şut yüzdesiyle 30.5 sayı 8.2 ribaunt ve 4.1 asist ortalamaları yakalayan Tatum bu performansıyla birlikte takımını lig liderliğine kadar çıkarttı.Hücumda çok daha seçerek oynaması ve muazzam yüzdeyle atmasının yanı sıra savunmada da çıktığı seviye gerçekten olağanüstü.Robert Williams'ın sezona sakat girmesinin ardından savunma seviyesi geriye giden Boston Celtics'te Jayson Tatum yaptığı bireysel savunmayla gerçekten nefis bir iş yapıyor ve bu sezon itibariyle "Ligin en iyi çift taraflı oyuncusu kim?" sorusuna verilebilecek ilk cevaplardan birisi konumuna kesinlikle geldi.Bu performansla Jayson Tatum MVP ödülü için en iddialı isimlerden birisi arasına adını yazdırdı.
Genel olarak MVP yarışına baktığımızda bu 3 ismin öne çıktığını söyleyebiliriz.Ama bu onların arkasında kalan oyuncuların kötü performans gösterdikleri anlamına gelmiyor.Son iki senenin MVP'si Nikola Jokic geçtiğimiz senelerin hafif gerisinde kalsa da hâlâ triple-double ortalamalara yakın bir performansla devam ediyor.Onda önceki iki senenin MVP'si Giannis Antetokounmpo ise üstteki üçlüye en yakın isim gibi gözüküyor ve böyle giderse hepsini geçebilecek gibi de duruyor.%60 gerçek şut yüzdesiyle 32 sayı 11 ribauntluk ortalamalar ligin açık ara en iyi savunmasının en önemli parçası olmasıyla da birleşince sezonun devamında Giannis'in adını bu ödülde fazlasıyla duyma ihtimalimiz çok yüksek gözüküyor.Bu isimlerin dışında Kevin Durant %66 gerçek şut yüzdesiyle 30 sayı 6.6 ribaunt 5.4 asist ortalamaları bir hayli etkileyici gözükürken takımın savunmadaki problemlerini de çözmek için önemli bir çaba harcaması onu bu listeye yazdırıyor.Devin Booker takımın sakatlıklarla boğuştuğu bu dönemde büyük bir liderlik gösteriyor.Donovan Mitchell sezon başına göre biraz gerilese de hâlâ adı anılabilecek bir isim.Ja Morant sakatlık nedeniyle birkaç maç kazansa da takımını kendisiyle birlikte yukarıya çekmeyi başardı.Anthony Davis sezona çok kötü bir giriş yapan Lakers'ı adeta tek başına sırtladı ve muazzam bir form yakaladı.Joel Embiid sezon başında bu ödülün en büyük favorilerinden birisi olarak gösterilirken sezona pek iyi başlamamıştı.Ancak o da performansını arttırmaya başladı ve sezonun sonuna doğru en azından ilk 5'te kendisine yer bulabilir.Zion Williamson da New Orleans'ın son galibiyet serisinde olağanüstü bir seviyeye çıktı ve o da bu performansını sürdürürse sezon sonunda iddialı hale gelebilir.
Genel olarak MVP yarışını bu şekilde özetleyebiliriz.Sezon boyunca yüksek ihtimalle yarış bu isimlerin etrafında şekillenecek ve son maça kadar müthiş bir MVP yarışı izleyeceğiz.Şimdiye kadar oldukça yakın geçen sezonun ilerleyen kısmında birileri patlama yapmayı başarabilirse onlar bu ödülde kendilerini bir adım öteye atabilir.Bu ödülün en büyük iki adayının takımlarının %50 galibiyet seviyesinde olması da bu durumun yaşanma olasılığını çok fazla arttırıyor.
Muazzam Batı Yarışı
Batı konferansı son yıllarda gördüğümüz en yakın mücadelelerden birine sahne oluyor.Şu anda lider New Orleans Pelicans'la on birinci sırada bulunan Minnesota Timberwolves arasında sadece 4.5 galibiyetlik bir fark bulunuyor.Bu kadar yakın mücadelenin içinde sürekli bir sıralama değişikliği oluyor.2 gece önce konferansta liderlikte bulunan Phoenix Suns şu anda dördüncü sıraya gerilemiş durumda.Bu durum da bizlere şu ana kadar büyük bir keyif yaşattı.Gelin bütün takımlara kısaca bir göz atalım ve sezonun devamında sıralamada nerelerde olabileceğini konuşalım.
Şu anda 18-8 ile konferans lideri olan New Orleans Pelicans muazzam bir ivmeyle sezona devam ediyor.Son 15 maçta 12 galibiyet almayı başaran ekip Zion Williamson'ın muazzam performansıyla galibiyetler almaya devam ediyor.Ligin en geniş ve çeşitli rotasyonlarından birine sahip olan Pelicans'ta neredeyse bütün oyuncular takıma bir artı değer katmayı başardı ve koç Willie Green de bu oyunculardan en yüksek verimi almayı başardı.Zaman zaman sakatlık problemleriyle uğraşsalar da Pelicans şu anda ligin en tehlikeli takımlarından birisine dönüşmüş durumda.
17-9 ile ikinci sırada bulunan Memphis Grizzlies yine normal sezonda ligin en iyi takımlarından birisi olmayı sürdürüyor.Desmond Bane'in sezona müthiş bir başlangıç yapmasının ardından onun sakatlanması takımı neredeyse hiç sekteye uğratmadı.Ja Morant'in olağanüstü işler imza atmaya devam etmesi ve Jaren Jackson Jr.'ın sakatlıktan geri gelmesi de onları yine konferansın zirvesine doğru çıkarttı.Onların da rotasyonu çok geniş kullanmaları ve neredeyse her oyuncusundan az çok katkı almayı başarmaları onların bu sıraya çıkmasında etkili oldu.
Denver Nuggets sezona oyun olarak biraz daha yavaş başlamasına rağmen 16-10 ile üçüncü sıraya kadar yükselmeyi başardı.Nikola Jokic'in performansını ilerletmesi ve Jamal Murray'nin sakatlığın etkilerini atmaya başlamaları takıma olumlu yansırken Michael Porter Jr.'ın yeniden sakatlanması takımı olumsuz etkiledi.Ancak Denver Nuggets her zamanki istikrarı ve Jokic'in liderliğiyle ligde bir kez daha üst sıralara yükselmeyi başardı.Yine de Michael Porter Jr.'in sakatlık döneminde takım biraz aşağıya doğru gidebilir.
Phoenix Suns 16-11 ile şu anda dördüncü sıraya kadar geriledi.Devin Booker'ın bireysel olarak çift yönlü takıma katkı vermesi takımı ayakta tutarken yan parçalardan da bir kez daha beklenmeyen katkıları almayı başardılar.Chris Paul'un sakatlığı takıma bir darbe olurken DeAndre Ayton'ın da yazın yaşanan olaylardan sonra ritim yakalayamaması onları baltaladı.Ancak yine de son 3 maçta aldıkları kötü mağlubiyetler olmasa konferansın zirvesinde olacaklardı.Bu nedenle Phoenix'in bu seviyede kalmaya devam edebileceğini söyleyebiliriz.
Biraz önce bahsettiğimiz 14-11'luk Sacramento Kings'in ardından 14-12'lik Portland Trail Blazers konferansta altıncı sırada bulunuyor.Damian Lillard'ın dönem dönem takımdan uzak kaldığı Portland'da Anfernee Simons geçen sene kaldığı yerden devam ediyor.Aynı şekilde Jerami Grant'in sürekli üstüne koyarak devam etmesi ve artık all-star seviyesine yaklaşması Portland için çok büyük artılar oldu.Jusuf Nurkic'in tökezlemesine ve dar rotasyonlu bir takım olmalarına rağmen Josh Hart,Justise Winslow ve çaylak Shaedon Sharpe'ın beklentilerin üstünde performansları da onların bu sıralarda kalmasındaki en büyük etkenlerden birisi oldu.
Sezon başından beri istikrar yakalamakta zorlanan Los Angeles Clippers 15-13 ile şu anda yedinci sırada bulunuyor.Kawhi Leonard'ın dönüşü sonrası da inişli çıkışlı performansına devam eden Clippers'ta Paul George skorer olarak işini yapmaya devam ediyor.Takımın Ivica Zubac dışındaki parçalarından pek istikrarlı katkılar alamaması ve Zubac'ın da onların oynamak istediği ana oyunun temel parçalarından birisi olmaması onların ritme girememesinin başlıca sebebi oldu.Eğer Kawhi Leonard form tutmaya başlarsa Clippers bir kez daha tehlikeli bir takım olabilir.
Son şampiyon Golden State Warriors şu anda 14-13 ile sekizinci sırada bulunuyor.Sezonun başından bu yana savunmada çok büyük hatalar yaparak rakiplerine büyük kolaylık sağlayan Golden State,Curry'nin olağanüstü performansı olmasa şu anda buralarda olamayabilirdi.Jordan Poole'un sezon başında yaşananlardan sonra forma girememesi ve Klay Thompson'ın da yeni yeni ritim tutmaya başlaması onların elini zorlaştırdı.Ancak Golden State sezon sonuna doğru kendisini bir şekilde daha yukarılara atacaktır.
Utah Jazz sezona müthiş başladıktan sonra 15-14 ile dokuzuncu sıraya kadar geriledi ve muhtemelen daha da gerilemeye devam edecekler.Onların hemen arkasında ise 13-13 ile Dallas Mavericks var.Luka Doncic'in inanılmaz formu dışında neredeyse hiç bir olumlu tarafı olmayan Dallas'da şutörlerin kötü performansları ve savunmanın geriye gitmesi takımın bu galibiyet yüzdesinde takılmasına neden oldu.Luka Doncic olağanüstü işler yapmasa bu takımın buralarda bile olması çok kolay olmazdı.Ancak son dönemde Tim Hardaway Jr.'ın forma girmesi ve Doncic'in aradığı şutörlük görevini üstlenmesiyle takım daha da ileri gidebilir gibi gözüküyor.
Bu konferansın en büyük hayal kırıklıklarından Minnesota Timberwolves 13-13 ile lige devam ederken onların hemen altında 11-15 ile Oklahoma City Thunder bulunuyor.Shai-Gilgeous Alexander'ın all-star seviyesinde performans göstermesiyle birlikte beklenenden daha üst sıralarda bulunan takım sezon başında çaylak Chet Holmgren'i sakatlığa kurban vermesinin ardından daha aşağıda olması beklenirken şu anda on ikinci sırada sezona devam ediyor.Ancak sezonun sonuna doğru bilinçli bir şekilde takımın gerileyeceğini tahmin etmek pek de zor değil.
Los Angeles Lakers ise berbat başlangıcın ardından şu anda 11-15 ile fena bir yüzdeye gelmedi.Sezona 2-10 başladıktan sonra Anthony Davis'in MVP standartlarıyla oynamasıyla birlikte güzel bir seri yakalayan Lakers'ta LeBron James'in ritme girememesi bir eksi olarak yazılabilir.Russell Westbrook'un lige eleştirilerek girmesinin ardından benche çekilerek çok etkili bir performans göstermesi de Lakers adına artı olarak yazılabilir.Eğer LeBron James performansını arttırırsa Lakers daha da yukarılara çıkabilir.Ayrıca sezonun devamında olası bir takasla Lakers'ın yukarılara çıktığını görebiliriz.Konferansın sonlarındaki San Antonio Spurs ve Houston Rockets ise bu seneden tamamen ümidini kesmiş şekilde gelecek sezonun başındaki drafta odaklanmış durumdalar.
Özetle batı konferansında bir lokomotif takım olmaması ve herkesin güçlü ve zayıf yanlarının bariz olmasıyla sezon sonuna kadar çok rekabetçi bir batı konferansı izleyebileceğimizi söyleyebiliriz.Bu rekabetin ardından sürpriz elenen takımlar görmek de kimseyi pek fazla şaşırtmayacaktır.Bir mağlubiyet serisine düşmek bazı takımların bu yarıştan bir anda kopmalarına da sebep olabilir.
Doğu Konferansı'nda Durumlar Karışık
Doğu konferansının orta sıralarında işler fena halde karışık gözüküyor.Beşinci ile on ikinciyi sadece 3 galibiyetin ayırıyor olması orada da büyük bir mücadele olacağını gösteriyor.Tepede Boston ve Milwaukee'nin domine ettiği ve onların hemen arkasından Cleveland ve Brooklyn'in sıralandığı konferansta beşinci sıradan itibaren müthiş yakın bir mücadele yaşanıyor.Gelin bu mücadeleye bir göz atalım.
Boston Celtics ve Milwaukee Bucks şu anda sadece konferansın değil ligin de en iyi iki takımı konumunda bulunuyor.21-6 ile lider olan Boston Celtics sezon başında yaşadığı birçok problemin ardından müthiş bir ivmeyle sezona devam ediyor.Jayson Tatum'ın MVP standartlarındaki olağanüstü performansının yanı sıra Jaylen Brown'ın da ikinci oyuncu olarak muazzam bir performans göstermesi takımı ligin hücum lideri yapmış durumda.Malcolm Brogdon'ın takıma katılması ile birlikte takımın hücumdaki akışkanlığı daha da arttı ve Celtics ligin açık ara hücum lideri olmayı başardı.Savunmada ise geçen seneki muazzam performanstan sonra işler onların istediği gibi değil.Robert Williams'ın henüz maça çıkamamış olması ve geçen sene yılın savunmacısı seçilen Marcus Smart'ın da o formu yakalayamamış olması onları savunmada geriletti.Ancak Boston şu anda ligin en iyi takımı görünümünde ve normal sezon liderliği için şu anda en büyük adaylar.19-7'lık Milwaukee Bucks için ise hücum ve savunma anlamında işler Boston'ın tam tersi durumda.Savunmada Brook Lopez'in sakatlıktan çıkmamışçasına muazzam bir performans göstermesi ve Giannis Antetokounmpo'nun varlığı onları şu anda ligin en iyi savunması yapmış durumda.Jrue Holiday ve Jevon Carter gibi kısalar da bu savunmaya büyük katkılar verdiler.Hücumda ise Khris Middleton'ın sakatlığıyla biraz daha düşük bir seviyede kalsalar da Giannis orada da müthiş yüzdeli yüksek ortalamalarıyla takımını yukarı çekmeyi başardı.Khris Middleton'ın dönüşüyle Milwaukee'nin hücumu da çok üst düzeye çıkabilir.Bu nedenle Milwaukee de sezonu lider bitirmek adına en iddialı takımlardan birisi olacaktır.
Bu iki takımın hemen arkasından gelen iki takım Cleveland Cavaliers ve Brooklyn Nets.17-10'luk Cleveland Cavaliers sezon başında yaptığı Donovan Mitchell takasıyla birlikte bu sezona oldukça iddialı geleceğini göstermişti ve şimdiye kadar bunun altını doldurmayı başardılar.Mitchell'ın Utah'taki son görüntüsünün ardından burada olağanüstü bir performans göstermesi Cleveland'ı ligin tepelerine doğru taşıdı.Mobley-Allen ikilisinin savunmada muazzam işler ortaya koymaları ve Garland'ın sezona sakat girdikten sonra kaldığı yerden devam etmesi takımın diğer artı tarafları oldu.Cedi Osman'ın da rotasyonda iyi bir yere gelmesi bizim adımıza da sevindirici oldu.Cleveland sezonun devamında da üst sıraları zorlamaya devam edecektir.16-12'lik Brooklyn tarafında ise sezon boyunca birçok tartışma ve kaos yaşanmasına rağmen Kevin Durant'in MVP seviyesine yakın çift yönlü muazzam oyunu Kyrie Irving'in yokluğunda takımı ayakta tuttu.Yan parçaların da görevlerini iyi anlayıp bunları iyi uygulamaları da Brooklyn'in pek iyi başlamadığı sezonda toparlanmasına yardımcı oldu.Brooklyn Nets de bu sezon doğu konferansının en ciddi takımlarından birisi olabilir gibi duruyor.
Bu dörtlünün arkasından gelen takım 14-12 ile Philadelphia 76ers.Bu sezonun en iyi takımlarından birisi olması beklenen 76ers Joel Embiid'in sezona istediği gibi başlayamamasının ardından James Harden'ın sakatlığıyla da beraber sıkıntılı bir dönem geçiriyordu.Ancak Embiid'in performansını yükseltmesi ve Tobias Harris ve Tyrese Maxey gibi oyuncuların da sezon başına göre daha iyi performanslar göstermeleri onları takım halinde yukarı çıkartmış oldu.Philadelphia sezonun devamında Embiid'i sakatlıkla kaybetmemeleri durumunda bu sıralardan pek aşağı düşecek gibi gözükmüyor.
14-13 ile altıncı Indiana'nın ardından Atlanta ve New York aynı dereceyle yedinci ve sekizinci sırada yer alıyor.Atlanta Hawks takım halinde müthiş bir savunma seviyesiyle lige başlarken hücumda ise çok kötü şut atarak sezona girdiler.Özellikle Trae Young'ın yüzdesinin bu kadar kötü olması çok şaşırtıcı.Dejounte Murray'nin gelişiyle takımın savunma düzeyi iyi anlamda etkilenirken hücumda da ondan çok iyi katkı aldılar ve Murray şu ana kadar takımın en iyisi gibi gözüktü.Atlanta'da DeAndre Hunter'ın John Collins'ten fazla top kullanması gibi sorunlar hâlâ devam etse de sezon sonuna doğru onları yine bu sıralarda görmemiz oldukça olası.New York Knicks cephesinde ise üç yıldız Julius Randle,RJ Barrett ve Jalen Brunson'ın bütün maçları oynamış olmaları onlara büyük artı getirirken savunmadaki sorunlar ise bitmek bilmiyor.Mitchell Robinson'ın iki maç oynayıp bir maç oynamaması durumu onları savunmada çok zorlarken hücumda ise takım halinde fena bir ritimde gitmiyolar.Ancak sezon sonuna doğru bu savunmayla playoff potasında kalmaları kolay görünmüyor.
13-14 ile sezona devam eden Toronto Raptors tarafında ise sakatlıklar Takımı fazlasıyla zorladı.Takımın en büyük iki yıldızı Pascal Siakam ve Fred VanVleet'in sakatlık problemleri yaşamaları onlar için çok can sıkıcı oldu.OG Anunoby'nin oyunun iki tarafında da üstüne koyarak devam etmesi onlar için bir artı olsa da Scottie Barnes'ın geçen senenin gerisinde kalması da onlar için eksi bir taraf oldu.Nick Nurse bu sakatlık döneminde bazı sürpriz oyunculardan iyi katkılar almayı başarınca Raptors yarıştan kopmamayı başarmış oldu.Toronto'nun da sezon sonunda New York gibi play-in civarında olmasını bekleyebiliriz.
Bu üç takımın ardından gelen takım ise beklentilerin en gerisinde kalan takımlardan birisi olan 12-15 ile Miami Heat.Ancak onların kabul edilebilir bahaneleri var.Jimmy Butler ve Tyler Herro'nun ciddi sayıda maç kaçırması ile Oladipo'nun da sezonu yeni açmış olması hücumda onları çok fazla kısıtladı.Kyle Lowry geçen sezonu kötü geçirdikten sonra daha iyi bir görüntü verirken Bam Adebayo da bildiğimiz şekilde devam ediyor.Miami bu sezon ondan bildiğimiz üstüne çıkarak hücumda daha etkin olmasını beklese de Adebayo'dan yıllardır beklenen bu olay bu sene de pek fazla gerçekleşmedi.Geçen sezondan tek kayıp olan PJ Tucker'ın da yeri pek dolmuş gibi gözükmüyor.Ancak Miami Heat sezonun devamında kendini bir şekilde yukarılara atmayı başaracaktır.
Miami'nin ardından 11-15 ile Chicago Bulls gelirken onların hemen arkasından ise 11-16'lık Washington Wizards geliyor.Wizards'da en büyük sorun şüphesiz Beal.Zaten sakatlık nedeniyle epey maç kaçıran Bradley Beal sahada da o iki sene önceki görüntüsünden uzakta bir görüntü çiziyor.Şaşırtıcı bir şekilde de Washington bu sezon en iyi dönemini Beal'ın oynamadığı ve Porzingis ile Kuzma'nın takıma liderlik yaptığı bölümde geçirdi.Bir ara playoff potasına kadar yükseldiler ancak oradaki ömürleri pek uzun olmadı.Onların da sezonun sonunda play-im ihtimali pek olası durmuyor.Konferansın son 3 sırasındaki Charlotte,Detroit ve Orlando ise bu sezonu bırakmış ve drafta odaklanmış gibi gözüküyolar.Özellikle Orlando'da Paolo Banchero'nun iyi başlamasının ardından takımda üst üste sakatlıklar yaşanması bu sonucu kaçınılmaz kıldı.
Özetle batıdaki genel konferans mücadelesinde olduğu gibi burada da playoff'un son sıraları ile play-in kısmında müthiş bir mücadele bizleri bekliyor.Takımların hepsinin birbirine bu kadar yakın gözüktüğü bir tabloda batıda olduğu gibi burada da bir mağlubiyet serisi yaşayan takım yarışta havlu atabilir.
Brooklyn'de Sular Durulmuyor!
Sezonun ilk üçte birlik bölümünde en çok skandala imza atan takım yazın da bu tarz skandallar yaşayan Brooklyn Nets oldu.Sezonu takas dedikodularından arınmış şekilde açan Brooklyn'de skandal Kyrie Irving'in antisemitist bir belgeseli twitterında paylaşmasıyla başladı.Bu süreçte Kyrie Irving'in birçok kez özür dileyerek bu paylaşımı geri çekmesi beklenirken Kyrie bir kez daha burnunun dikine gitmeye devam ederek kaçamak cevaplarla bu olayları geçiştirmeye çalıştı.Bu süreçte takımın kötü gidişiyle beraber Steve Nash'in de görevine son verildi ve yardımcı koç Jacque Vaughn takımın başına getirildi.Kyrie Irving bu süreçte hâlâ özür dilemezken takım yönetimi onu ikna ettiğini düşündü ve onu bir basın toplantısına çıkarttılar.Ancak Kyrie bu basın toplantısında da özür dilemekten çekinince Brooklyn yönetime Kyrie Irving'e ceza vererek onu bir süre takımdan uzaklaştırdı.Bunun üzerine Kyrie Irving bir özür mesajı yayınladı ve antisemitik olmadığını söyledi.Bu süreçte 8 maç görev almayan Kyrie Irving takıma döndü ve Brooklyn önemli bir galibiyet serisi yakaladı.Şu anda işler daha normale dönmüş gibi görünüyor ve takım kazanmaya devam ediyor.Tam takımın ritme girdiği dönemde Ben Simmons'ın sakatlık yaşaması onlara ciddi bir darbe olsa da şu anda doğuda dördüncülüğe kadar çıktılar ve yükselerek devam ediyorlar.Bakalım bu sezonun başını kasığ kavuran olaylar silsilesi tamamen unutulacak mı yoksa Kyrie Irving skandalları kaldığı yerden devam mı edecek?
Tarihi Bireysel Performanslar
Sezonun en etkileyici performansı kesinlikle Joel Embiid'den geldi.13 Kasım Utah Jazz karşısında kendi sahasında inanılması güç bir performansa imza atan Embiid o sırada ligin en tepesindeki takımlardan birisi karşısında 19/28 saha içi ve 20/24 serbest atış isabetiyle 59 sayı 11 ribaunt 8 asist ve 7 blokluk inanılmaz performansıyla maçı adeta tek başına kazandırdı.Takımının 105 sayı attığı karşılaşmada tek başına attığı 59 sayıyla tarihe geçen bir performansa imza attı.Embiid bir diğer etkileyici performansını dün gece oynadığı Charlotte maçında gösterdi.53 sayı 12 ribaunt ve 3 blokluk muhteşem dominant bir performansla Hornets'i alt etmeyi başaran Joel Embiid bakalım önümüzdeki maçlarda bu dominant performansları devam ettirmeyi başarabilecek mi?
Embiid'in bu tarihi performansının dışındaki en iyi performansı Anthony Davis'ten geldi.Yükseliş döneminin zirve maçında 4 Aralık'ta Washington deplasmanına çıkan Davis rakip takımın potasına 22/30 saha içi ve 9/9 serbest atış isabetiyle 55 sayı bıraktı.55 sayının yanına 17 ribaunt ve 3 blok da ekleyen Davis,rakibin pota altını paramparça etti ve sezonun en iyi performansları arasına adını altın harflerle yazdırdı.
Bu iki yıkıcı performansın ardından bir maçta en çok sayı atan isimler Darius Garland ve Devin Booker oldu.Embiid'in bu tarihi performansı gösterdiği gecede kendi sahasında Minnesota karşısında muazzam bir oyuna imza atan Garland,Mitchell'ın olmadığı gecede rakip potaya 51 sayı yolladı ancak galibiyet için yeterli olmadı.Devin Booker ise 30 Kasım gecesi Chicago potasına 51 sayı bırakarak takımına galibiyeti getirdi.Bu önemli performansların ardından gelen performanslar Stephen Curry'nin 50 sayısı ve Booker,Tatum ve Morant'in 49 sayısı oldu.Tyrese Maxey'nin 44 sayılık performansı en acayip performanslardan birisi olurken bu sezonun en tuhaf performansı Ivica Zubac'tan geldi.27 Kasım günü Indiana karşısında 31 sayı 29 ribaunt 3 asist ve 3 blokluk performans gösteren Zubac,NBA tarihinde yaklaşık 5 senede 1 kez yapılabilen bir istatistiğe böylelikle imza atmış oldu.Bu maçta aldığı 12 hücum ribaundu da gerçekten çok etkileyiciydi.
Bizimkilerin Performansı
Bizim oyuncularımız arasında bu sezon en öne çıkan isim beklendiği üzere Alperen Şengün oldu.Sezona ilk beş başlamasa da sonradan takımın en önemli parçalarından olup ciddi süreler almaya başlayan Alperen,geçtiğimiz sezon 21 dakika ortalamayla oynarken bu sezon şu ana kadar maçlarda ortalama 27 dakika süre aldı.Bu süre artışıyla 9.6 sayı ortalamasını 15'e çıkaran Alperen ribaunt ortalamasını da 5.5'ten 8.7'ye çıkarttı.Şut yüzdesinin %47'den %55'e çıkması ise Alperen adına en sevindirici gelişme oldu.Bu seneki artan performansıyla ciddi övgüler toplayan Alperen'e en büyük övgü ise idolü Nikola Jokic'ten geldi.Jokic "Bence hücumu onun üzerinde şekillendirmeliler." diyerek milli yıldızımızı övmüş oldu.Houston'ın şu anda ligde pek iddiası olmasa da umuyoruz ki Alperen bu performansına istikrarlı bir şekilde devam ettirir ve bizi gururlandırmaya devam eder.
Alperen dışında takımında önemli süreler almayı başaran bir diğer isim ise Cedi Osman.Bu yaz ülkemizde en çok eleştirilen isimlerden birisi olan Cedi,ligin en iddialı takımlarından Cleveland'ın yedekten en çok katkı aldığı isimlerden birisi olmayı başardı.Maç başına 24 dakika süre alan Cedi bu sezon 9.2 sayı 3 ribaunt ve 1.6 asist ortalamasıyla mücadele ediyor.Kariyerinin saha içinden en yüzdeli ikinci sezonunu geçiren Cedi,tamamlayıcı olarak Cleveland'ın en değerli parçalarından birisi haline geldi.Eğer yüzdelerini biraz daha arttırmayı başarırsa savunmada kattığı artı değerlerle birlikte ilk beşe de yükselmeyi başarabilir.
Bu sezon beklentilerin uzağında kalan isim ise Furkan Korkmaz oldu.Danny Green'in takımdan gönderilmesiyle şutör olarak daha fazla süre alması beklenen Furkan bu sezon sadece 14 maçta forma giydi ve ortalama 12.5 dakika süre aldı.Bu sürede 4.9 sayı 1.4 ribaunt ve 1 asist ortalamalarla oynayan Furkan %36 üçlük yüzdesiyle fena bir katkı vermedi.Bu performansının ardından aldığı dakikalar da artmaya başlayan Furkan umarız bunu devam ettirmeyi başarır.Furkan'ın sezonun ortasında takaslanabilme ihtimali de gelen haberler arasında.
Son temsilcimiz Ömer Faruk Yurtseven ise ne yazık ki bu sezon sahaya çıkamadı ve sezonun devamında da oynama ihtimali çok düşük görünüyor.Ayak bileğinden bir ameliyat geçiren Ömer Faruk'un ne zaman döneceği tam belli değilken sezonu kapatmış olma ihtimali yüksek gözüküyor.Geçtiğimiz seneki çıkışından sonra bu seneki rotasyonda Dedmon'ı zorlama ihtimali var gibi gözükse de bu sakatlık onun kariyeri adına oldukça üzücü oldu.Umarız sakatlıktan eskisi gibi döner ve geçtiğimiz seneki performansının da üzerine koyarak NBA kariyerini ilerletir.
Genel anlamda sezonun ilk üçte birlik bölümü oldukça rekabetçi geçti ve takımların galibiyet sayıları birbirine yakın kaldı.Bireysel olarak NBA'deki oyuncu kalitesinin son yıllarda ne kadar arttığına canlı canlı tanıklık ederken istatistiklerin bu kadar uçması da bunun en büyük kanıtlarından bir tanesi.Bakalım sezonun devamında düşenler veya yükselenler kimler olacak?Ligin rekabet seviyesi bu şekilde devam edecek mi?Umuyoruz ki ligin kalitesi bu seviyede devam eder ve biz de basketbolseverler olarak buna tanıklık etmeyi sürdürürüz.Önümüzdeki yazılarda görüşmek üzere...
Eren Arslanoğlu
Yorumlar
Yorum Gönder