NBA Play-off'larında Konferans Yarı Finalleri Geride Kaldı!

 

NBA Play-off'larında konferans yarı finalleri gerçekten müthiş bir heyecana sahne oldu.Muhteşem bir seyir zevki veren 4 serinin ardından şampiyonluk yolundaki son 4 takım belli oldu.Konferans finallerinde ise bizi NBA finalleri için kıyasıya bir mücadele bekliyor.Dilerseniz önce konferans yarı finallerindeki eşleşmelere kısaca bir göz atalım ,sonrasında ise konferans finallerindeki büyük eşleşmeleri hep birlikte değerlendirelim.

Batı Konferansı

Phoenix Suns-Dallas Mavericks(3-4)

İlk turda sürpriz beklediğim tek seride doğru tahminde bulunmayı başardım.Ama tahminlerimin dışında gerçekleşen birkaç şey olduğunu da söylemeliyim.Birincisi ve belki de en öne çıkanı ise Chris Paul'ün performansı oldu.İlk turda takımının turu geçmesindeki en önemli sebep olan tecrübeli oyuncunun özellikle ilk iki maçtan sonra gösterdiği performans gerçekten hayal kırıklığıydı.Kariyeri boyunca top kullanma yüzdesine oranla en az top kaybeden oyuncular biri olan Paul'ün yaptığı gereksiz top kayıpları Phoenix için topla oynayan oyuncu eksiğini göz önüne aldığımızda en büyük problemdi.Devin Booker fena skor üretmese de onun da çok yüzdeli ve verimli oynadığını söyleyemeyiz.Phoenix'in en büyük avantajı olması beklenen DeAndre Ayton tarafında ise ona çok az top kullandırılması, Monty Williams'ın seri boyunca birkaç maç haricinde adeta onu unutması Phoenix'in oradan da fark yaratmasını engellemiş oldu.Dallas tarafında ise Luka Doncic gerçekten ayrı bir seviyedeydi.Adeta buraları oynamak için yaratılmış olan Sloven oyuncu ne kadar özel bir oyuncu olduğunu bütün dünyaya göstermiş oldu.Hücumda adeta durdurulamaz bir seviyeye çıkan Doncic'in savunmada Phoenix kısaları tarafından hedeflenmesine rağmen hiç geri adım atmaması oldukça kıymetliydi.Seride en iyi oynadığı maçı kaybetmelerine rağmen seri genelinde muhteşem bir performans göstermesi takımına turu getirdi.Fakat Dallas için en belirleyici faktör kesinlikle şut performansları oldu.Üçüncü ve beşinci maç haricinde seri genelinde müthiş bir şut performansı gösteren Dallas'ta Reggie Bullock ve Dorian Finney-Smith gibi isimlerin hücumdaki şut performansı dışında savunmada da Chris Paul ve Devin Booker'a karşı gösterdiği performans gerçekten takdir edilmeli.Jalen Brunson ve Spencer Dinwiddie gibi topla oynayabilen oyuncularından ve Maxi Kleber,Davis Bertans ve Frank Ntilikina gibi rol oyuncularından da istediği katkıları almayı başaran Dallas bu her maçı farklı geçen seride turlamayı başardı ve böylelikle franchise tarihinde beşinci kez konferans finaline yükselmiş oldu.


Memphis Grizzlies-Golden State Warriors(2-4)

Benim en tek taraflı geçmesini beklediğim seri o kadar da tek taraflı olmadı.Bunun en büyük sebebi ise Golden State'in ilk turda gösterdiği performanstan uzak olmasıydı.Jordan Poole'un o seviyeye hiç ulaşamaması,Klay Thompson'ın maça girmeye çalışırken harcadığı pozisyonlar ve seri içinde sakatlanan Gary Payton yüzünden savunmanın düşmesi bunda önemli faktörlerdi.Ancak buna rağmen Ja Morant'in insanlıktan çıktığı ikinci maç ve adeta maça gelmeyip hiçbir şey yapamadıkları beşinci maç haricinde rakiplerine üstün gelmeyi başardılar.Stephen Curry'nin muazzam maç sonları,Draymond Green ve Kevon Looney'nin özellikle son maçta ribauntlarda sağladığı muazzam üstünlük ve Ja Morant'in seride sadece iki buçuk maç oynayabilmesi bunu onlara getiren şeyler oldu.Ancak dördüncü maç ile beşinci maç arasındaki dağlar kadar fark da Golden State'in iyi günüyle kötü günü arasında ne kadar uçurum olduğunu gözler önüne serdi.Fakat altıncı maçtaki ''Game 6 Klay'' performansı bir kez daha Golden State'e turu getiren performans oldu.Çok iyi bir seri geçirmeyen Klay Thompson'ın altıncı maçta gösterdiği harika performans 2016'daki Oklahoma serisinden sonra burada da fişi çeken etken oldu diyebiliriz.Memphis Grizzlies içinse gerçekten tecrübelenmeleri ve daha akıllı oynamaları gereken günlere doğru yol aldıklarını gösteren bir seri oldu.Teknik açıdan Golden State'e üstün gelen özelliklerini oyun aklı eksikliği yüzünden çok fazla kullanamadılar.Golden State'in top kaybı konusundaki zaafından hızlı hücumlarla çok büyük fark yaratması beklenirken her ne kadar Ja Morant sakatlanmış olsa da olması gerektiği kadar bundan faydalanamadılar.Golden State'in normal şartlarda en büyük problemi olan ribaunt konusunda bırakın önde olmayı Golden State'e geçildiler.Bütün bunlara maç sonundaki Dillon Brooks'a bütün topları kullandırtma gibi kötü koç tercihleri de eklenince mağlubiyet kaçınılmaz oldu.Böylelikle Golden State son sekiz yılda altıncı kez konferans finaline yükselmiş oldu.


Doğu Konferansı

Miami Heat-Philadelphia 76ers(4-2)

Joel Embiid'in sakatlık soru işaretleriyle başladığımız seride üçüncü maç itibariyle Embiid'in geri dönmesi serinin gidişatını birazcık değiştirdi.İlk iki maç itibariyle DeAndre Jordan ve Paul Reed gibi oyuncuları Embiid'in ikamesi olarak kullanan Doc Rivers bu iki oyuncudan neredeyse hiçbir şey alamadı.Özellikle DeAndre Jordan'ın sahaya adım bile atmaması gerekiyordu.Bu oyuncular hücumda takımı alan açma ve top trafiği konusunda oldukça zorlarken asıl büyük eksiyi savunmada yazıyorlardı.DeAndre Jordan'ın ligin en kötü çember savunucularından birisi olması ve Paul Reed'in zamanlama konusundaki tecrübesizliğinden kaynaklanan faul problemi 76ers'ın gerçekten rakibine savunmada hiç diş geçirememesine neden oluyordu.Kısacası Joel Embiid'in eksiğini hücumdan daha çok savunmada hissediyorlardı.Üçüncü maçta Joel Embiid'in dönmesiyle savunmada daha iyi bir düzeye çıkan 76ers,Danny Green'in müthiş şut performansıyla maçı kazanmayı başardı.Dördüncü maçta ise Jimmy Butler,play-off'un en iyi bireysel performanslarından birini göstermesine rağmen James Harden ona karşılık olarak eski James Harden'dan esintiler sunarak maçı Philadelphia'ya getirip seriyi eşitledi.Seriyi eşitledikten sonra herkes 76ers'ın daha istekli olmasını beklerken onlar tam tersine inanılmaz bir şekilde dağıldılar.Beşinci maçta 35 sayılık acayip bir mağlubiyet alırken son maçta da tamamen teslim olmaları açıkçası hiç yakışık almadı.Son maçın ikinci yarısında James Harden'ın sadece iki top kullanması onun kariyerinde birçok kez olduğu gibi bir kez daha haklı bir şekilde kaçan süperstar olarak görülmesine neden oldu.Maç sonu açıklamaları da Philadelphia'da yazın yine birçok hareket olacağının bir işareti olabilir.Miami cephesinden bakacak olursak bu kadar dağınık bir 76ers'a karşı çok daha rahat bir şekilde kazanmaları gereken bir seriydi.Kyle Lowry'den yoksun şekilde oynamaları bunda bir faktör olsa da çok iyi bir test vermediklerini söyleyebiliriz.Konferans finalleri öncesinde de bu kadar az sınanmış olmaları onlar için bir problem teşkil edebilir.Ancak ne olursa olsun Miami Heat son üç senede ikinci toplamda da dokuzuncu kez konferans finallerine yükselmeyi başardı.


Boston Celtics-Milwaukee Bucks(4-3)

Son yılların final olmayan en iyi serilerinden birisi oldu desek herkes katılır diye düşünüyorum.Sertlik ve kalite açısından beklentileri oldukça karşıladığını söyleyebilirim.Serinin ilk maçında strateji olarak Boston'ın hiç hazır olmadığını gördük.Brook Lopez'in varlığına rağmen pota altını çok fazla zorlamaları bunun en büyük göstergesiydi.Milwaukee'nin daha fazla izin verdiği orta mesafe atışlardan ise tek bir deneme yapmamaları ev sahibi avantajını rakibine vermelerine neden oldu.İkinci maçta yıldızlarının muazzam oynaması ve serinin en x-faktör oyuncusu Grant Williams'ın Giannis savunmasında yaptığı müthiş iş ile beraber 6/9 üçlük isabetiyle oynamasıyla Boston Celtics rakibinin Khris Middleton'a çok aradığı günde kazanmayı başardı.Üçüncü maçta Giannis Antetokounmpo durdurulamaz bir seviyeye çıkarak maçı kazandıran oyuncu oldu.Bunda Tatum'un turnikesine çalınmayan goaltending ve son pozisyonda iki atış yerine verilmeyen üç atışın da etkili olduğunu söyleyelim.Dördüncü maçta ise Al Horford şov vardı.Son yıllarda diz ağrıları yüzünden kariyeri bitme noktasına gelen Horford'ın kariyerinin en iyi zamanlarında bile oldukça nadir gösterdiği bir performans göstermesi bu maçı çözen faktör oldu.Beşinci maç ise mucizelerin maçı oldu diyebiliriz.Boston Celtics'in farklı önde olduğu ve rahat kazanması beklenen maçın sonunda Boston'ın hücumda kitlenmesi,Jrue Holiday'in maç sonunda yaptığı muazzam savunma ve Giannis'in kaçırdığı serbest atış sonrası topun Bobby Portis'in kucağına düşmesi gibi mucize senaryolar giden maçı Milwaukee'ye getirmiş oldu.Altıncı maçta ise Jayson Tatum-Giannis Antetokounmpo düellosu izledik.44 sayı 20 ribaunt gibi akıl almaz istatistikler yakalayan Giannis karşısında Tatum,46 sayı attığı kariyer maçında Boston'ı sırtlamayı başardı.Yedinci maçta ise maalesef tek taraflı bir maç izledik.Basketbolun en güzel iki kelimesi olan ''yedinci maç'' heyecanı Milwaukee'nin özellikle ikinci yarıda kopmasıyla biraz sönük kaldı.Giannis'in acayip bir ilk yarı oynadıktan sonra ikinci yarıda maçtan kopması akıl dışı bir seri geçiren Giannis'in de insan olduğunu bize göstermiş oldu.Boston'ın tarihin en iyi yedinci maç şut performansını gösterdiği maçta Grant Williams ve Payton Pritchard gibi oyuncuların performansı gerçekten çok iyiydi.Bu muazzam serinin ardından son şampiyon Milwaukee Bucks elenirken Boston Celtics o görkemli tarihinde adını bir kez daha konferans finaline yazdırmış oldu.


Şimdi de merakla beklenen konferans finallerini hep birlikte değerlendirelim.

Batı Konferansı

Dallas Mavericks-Golden State Warriors

Dallas Mavericks'in müthiş play-off yolculuğu devam ediyor.Utah karşısında kaybetmeleri beklenirken Luka Doncic'in seri ortasında dönmesi ve Utah'ın yaşadığı büyük problemlerle birlikte turu geçen Dallas,asıl hiç şans verilmeyen seride Phoenix'e karşı beklenmeyeni yaparak Doncic'in insanüstü seviyeye çıkmasıyla turu geçti ve buraya da oldukça güçlü geliyorlar.Golden State Warriors tarafında ise ilk seri görece rahat olmasına rağmen ikinci seri onlar için hiç iç açıcı değildi.Denver karşısında onlara çok ters gelmeleriyle birlikte rahat bir galibiyet alan Warriors bu sefer kendilerine ters gelen Memphis'e karşı belki de Ja Morant sakatlanmasa elenecekti.Zaman zaman çok fazla sıkışmaları ve savunma dirençlerinin gün geçtikçe azalması onlar açısından bu seri öncesi soru işaretleri taşıyor.

İki takımın eşleşmesine bakacak olursak oyun olarak benzer iki takımın karşılaştığını söyleyebiliriz.Beş kısa oynamayı çok seven iki takımda farklı olan şey ise oyuncularının çift yönlülükleri.Dallas'ın oyuncularının Golden State'e oranla oyunun iki yönünde daha fazla iş yaptığını söyleyebiliriz.Reggie Bullock ve Dorian Finney-Smith gibi oyuncuların varlığı bu noktada Dallas için büyük bir artı.Curry-Klay-Poole üçlüsünün aynı anda sahada olduğu anlarda Luka Doncic hücumda çok fazla etkili olabilir.Gary Payton eğer bu seride geri dönemezse Golden State'in Doncic'e nasıl bir savunma yapacağı çok büyük bir soru işareti.Steve Kerr,Kevon Looney'i çember savunmacı olarak kullanıp Draymond Green'den yardım getirerek bu işi yapmaya çalışabilir fakat o zaman da Brunson ve Dinwiddie gibi oyunculara çok fazla alan vermiş olacaklar.Yine de Dallas'ı şut atmak yerine içeriye yönlendirmeyi başarabilirse Golden State'in şansı çok daha fazla artar.Reggie Bullock,Dorian Finney-Smith,Maxi Kleber ve Davis Bertans gibi forvet oyuncularının da Phoenix serisindeki kadar iyi şut atıp atamayacağı da bu seride oldukça kritik olacak.Savunmada ise Dallas,Phoenix'e yaptığı savunmanın bir benzerini Golden State'e karşı da yapmayı deneyebilir.Bir önceki seride Chris Paul'e Reggie Bullock'la tam saha baskı yaparak onu çok fazla top kaybına zorlamışlar ve Dorian Finney-Smith'le Devin Booker'ı eşleştirerek fizik farkıyla birlikte onun hareket alanını kısıtlamayı başarmışlardı.Burada ise Stephen Curry'i Chris Paul,Klay ya da Poole'dan birisini de Devin Booker gibi savunmayı deneyebilirler.Kalan oyuncuyu da Doncic,Dinwiddie veya Brunson'la eşleştirerek oradan yiyecekleri sayıları biraz daha fazla kabul edebilirler.Green ve Looney'nin aynı anda sahada olduğu anlarda da Kleber'i yardım savunmasında kullanıp Golden State'i kısıtlayabilirler.Seri içindeki sakatlık ve formsuzluk gibi durumların bu kadar dar rotasyonlu iki takımı oldukça zorlayabilecek olması da seriyi heyecanlı kılan bir diğer faktör.Tüm bunların ışığında ben Dallas'ın bu play-off'ta gösterdikleri performanstan ötürü bir adım önde olduğunu düşünüyorum ve tahminimi 4-2 Dallas Mavericks şeklinde kullanıyorum.Fakat seri yedinci maça kalırsa da Golden State'in kendi seyircisinin önünde turu geçeceğini düşünüyorum.


Doğu Konferansı

Miami Heat-Boston Celtics

Miami Heat buraya rahat iki eşleşmeden galip ayrılarak geliyor.İlk turda Atlanta karşısında gerçekten hafif siklete ağır siklet bir oyunla galibiyeti rahat bir şekilde aldılar.Geçtiğimiz seride ise Joel Embiid'in %100 performansta olmaması ve Philadelphia'nın takım içi sorunlar yaşamasıyla birlikte seri 2-2'ye gelmiş olsa da çok sınanmadan turu geçtiler.Kısacası konferans finallerine gelen takımlar arasında en az sınanan takım oldular.Boston Celtics ise bunun tam aksine en çok sınanan takım oldular.Brooklyn Nets'i süpürmelerine rağmen çok sert bir seri oynadılar ve rakipleri kim olursa olsun geri adım atmayacaklarını gösterdiler.İkinci turda ise bu play-off'un açık ara en sert ve en zorlu serisini oynadılar ve Giannis'in insanüstü performansına rağmen son anda gülen taraf oldular.Buraya da oldukça güçlü bir şekilde geliyor.

Eşleşmeye bakacak olursak bunun iki sene önce bubble'daki final serisinden oldukça farklı geçeceğini bekleyebiliriz.O seride Boston bu kadar üst düzey bir savunma takımı değildi ve Tyler Herro ile Goran Dragic o savunmayı mahvetmişti.Bu seride ise Miami'nin işi o kadar kolay gözükmüyor.Jimmy Butler şu ana kadar play-off'un en iyi oyuncularından birisi konumunda fakat Boston savunmasının onun skorerliğini göstermesi konusunda onu en çok zorlayacak takım olacağı da kesin.Butler'a karşı Giannis'e yaptıklarının benzeri bir savunma stratejisi uygulayabilirler.Daha çok dış atışa zorlayıp dribbling üzerinden bir şeyler üretmelerini engelleyebilirler.Kyle Lowry'nin geri dönüp dönmeyeceği onlar için önemli olabilir.Çünkü Duncan Robinson'ın da kötü şut performansıyla birlikte Miami sadece Jimmy Butler ve Tyler Herro'nun eline bakar oldu.Bu da oldukça komple gözüken Boston savunmasına karşı onların elini oldukça zorlayacak bir durum.Bu sezon ligin en çok üç sayı atan takımının bu serideki dış atış performansı oldukça önemli olacak.Çünkü Milwaukee'nin bu konuda geride kaldığı zaman nasıl zorlandığına bir önceki seride hep birlikte tanık olduk.İşin diğer tarafındaysa Miami'nin Boston'a onlar gibi karşılık verebileceğini söylememiz lazım.Milwaukee'nin gösterdiği savunma direncinin bir benzerinin Miami tarafından Boston'a karşı gösterilecektir.Jimmy Butler ve PJ Tucker'ın,Jayson Tatum ve Jaylen Brown savunmasında göstereceği performans oldukça kritik olacak.Miami savunmasının da Boston'a benzer şekilde zayıf halkasının neredeyse hiç olmadığını söylememiz lazım.Kısacası oldukça sert,mücadeleci ve heyecanlı bir seri olacağını söyleyebiliriz.Boston'ın iki sene öncesinin intikamını alma isteği onları en çok ateşleyen güçken Jimmy Butler'ın adeta trans moduna geçerek takımına büyük bir liderlik yapması Miami adına üstün gelen bir faktör.Tüm bunların ışığında Boston-Milwaukee serisinde olduğu gibi müthiş sert ve rekabetçi maçlar izleyeceğimizi düşünüyorum.Jimmy Butler'ın oynadığı oyuna büyük saygı duyuyorum fakat Boston'ın kollektif olarak an itibariyle NBA'in en iyi takımı olduğunu düşünüyorum.Tahminimi de 4-2 Boston Celtics'ten yana kullanıyorum.Serinin her maçının da çok yakın geçeceğini düşünüyorum.


NBA'de müthiş bir konferans yarı final heyecanını geride bıraktık ve şimdi önümüzde muazzam bir konferans finalleri var.Seviyenin zirveye çıktığı bu turlarda bakalım kimler rakibine üstün gelecek?Senenin en keyifli basketbol döneminde hepimizi müthiş seriler bekliyor.Bu keyifli maçları takip etmeyi unutmayın.Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere,,,

Eren Arslanoğlu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Snooker Nedir? Nasıl Oynanır?

Bayern Münih Sezon Başı Analizi

Silverstone'daki Unutulmaz Yarışta Zaferin Adı Carlos Sainz!