UFC Fight Night: Volkov vs Aspinall Analiz
UFC tam 3 yıl sonra Londra, İngiltere'ye Volkov vs Aspinall dövüşü ile geri döndü. Normal 80 dolarlık PPV'lardan arda kalır bir yani olmayan bu Fight Night etkinliği ile karşımızda. UFC Britanya'da özellikle de İngiltere'de olan etkinliklere her zaman ayrı özen göstermiştir ve bunu da istisna geçmemişler. Ayrıca dövüşlere de güvenecek olacaklar ki ana kart dövüşlerini bu seferlik altıya çıkarmışlar. Ben bu yazıda sadece ana kart dövüşlerinden detaylı olarak bahsedeceğim.
Ana kartı İlia Topuria vs Jai Herbert maçıyla açtık ve kesinlikle hayal kırıklığına uğratmadı. Topuria bir önceki maçında kilo sınırına uyamayınca tüysikletten hafifsiklete çıkmış ama bunun çok sağlıklı olduğunu düşünmüyorum çünkü hafifsiklet için çok çok küçük. İstediğiniz kadar kilo kazanabilirsiniz ama omuz genişliği ve boy gibi şeyleri kazanamıyorsunuz. Jai'nin Topuria'ya 15 cm boy 8 inch kol uzunluğu avantaji vardı. Hem Topuria'nın hem Herbert'ün nakavt odaklı dövüşçüler olması maç için beni gerçekten heyecanlandırmıştı. Ama Herbert'ün aksine Topuria'nın güreş avantajı maçın kaderini etkiledi.
Daha ilk saniyelerden Herbert, daha önce hiç yenilmeyen Topuria'yı düşürmeyi başardı ve gecenin sürprizine yol açmaya çok yakındı. Ancak Topuria önce mesafeyi kapatıp kapma ile sonrasında rakibini düşürüp üstün güreşi ile kendini toparladı ve maça tutundu. 2.raundda ise Topuria'nın neden bu kadar heyecan verici bir yetenek olduğunu tekrar gördük. Topuria 1. dakika sularında Herbert'ü mükemmel bir karna sol yumruk sonrasında Herbert'ü yere düşmeden anında bayıltan bir sağ kroşe ile maçı kazanmayı bildi. Herhangi başka bir gecede olsa gecenin nakavtı bonusunu alırdı ama bir sonraki maç o işi biraz bozdu. Nakavt gerçekten korkutucuydu Herbert'ün göz bebekleri iyice yukarı kaymıştı.
Maç sonrası ropörtajında Topuria şaşırtmadı ve geçtiğimiz haftada yumruk yumuğa geldiği ayrıca da güzel bir sağ yumruk oturttuğu Paddy 'The Baddy' Pimblett ile dövüşmek istediğini belirtti. Seyirciler de gecenin en büyük yuhalamasını Topuria'ya yapmaktan çekinmedi. Topuria için gelecek çok parlak ve bir sonraki dövüşü kesinlikle Paddy olmalı ancak kendisi hafifsiklet için çok küçük. Herbert iki katı gibi gözüküyordu. Evloev maçı kiloyu tutturamadığı için iptal olduktan sonra siklet yükseltmesini anlıyorum ama biraz zorlayıp bence tüysiklete geri dönmeli.
Herbert bugün çok kötü kaybetti belki ama ilk raundu kesinlikle kazanmıştı karşısına bir güreşçi veya jui-jitsu odaklı biri gelmediği zaman ilk raund nakavtla işi bitiriyor zaten kendisi. Eşleşmeye bağlı olarak bir dahakini maçını kazanabilir diyorum.
Ana kartın ikinci maçı ise ana karta sonradan eklenen Molly McCann vs Luana Carolina dövüşü idi. Liverpool yerlisi McCann favoriydi maça da kesinlikle öyle başladı. Carolina'yı erken sersemleten McCann, Herbert'ün aynısının belki kendi için biraz daha iyi olan halini yaşadı. Jiu-jutsu siyah kuşak Carolina ilk raundda McCann'i düşürmeyi başardı. Ancak raundun sonunda kayda değer vuruşlarda 40'a 10 gibi bir skorla belki de raundu 10-8 kaybetti.
2.raund da aynı şekilde aktifti ve daha ortadaydı. Kayda değer vuruşlarda bu sefer 10'a 5 önde olan Carolina raundun son dakikasında McCann tarafından çok büyük bir kuvvetle kafasının üstüne çalınınca raundu kaybetti.
Ancak 3.raund itibarı ile bu 10-8 ve 10-9'lerin hiç bir anlamı kalmadı çünkü dakikalar 1:52'yi gösterirken Molly McCann harika zamanlanmış, müthiş bir dönerek dirsek darbesiyle ilk maçtakinden de korkutcu bir nakavta imza attı. Yılın nakavtına uğrayan Luana Carolina maçın sonucu açıklanırken bile yerdeydi. Genel olarak ölü gibiydi. Gecenin ve şu ana kadar yılın nakavtına imza atan McCann ise maçtan sonraki sempatik hareketleri ve ropörtajı ile hem seyircilerin hem de staddakilerin sevgisini kazandı.
Ana kartın 3.maçı ise gecenin en sıkıcı maçı Nelson vs Sato idi. Bu maç hakkında çok konuşmayacağım çünkü gerçekten diğer maçların yanında aşırı sönük kaldı. 2012'den beri UFC'de olan Gunnar Nelson bu maçları artık gözü kapalı yapıyor. Hiçbir varlık gösteremeyen Sato her raundu aynı şekilde kaybetti ve rakibini hiç zorlamadı.
Bir sonraki maç ise sadece Paddy 'The Baddy' Pimblett'ın varlığı sayesinde sıkıcı olması imkansızdı. Eylül'deki son maçında herkesin gönlünü kazanan Merseyside'lı Pimblett bu maça da favori olarak girdi. Ama maça öyle başlamadı ilk dakikalarda sersemleyen Paddy sonrasında 2 dakika boyunca güreşte dezavantajlı konumdaydı. Sonrasında bir şekilde kendini ayağa kaldıran Pimblett köşesinden gelen tavsiye ile mükemmel bir judo fırlatması ile üst pozisyonu yakaladı. Üstünden çok geçmeden de önce arka konumu alıp sonrasında rear-naked choke (arka çıplak boğmaca) ile maçı kazandı.
Maç kadar eğlenceli de maçtan sonraki sevinme faslı ve maç sonrası ropörtajdı. Abartısız 6-7 dakika süren sekansta ona hemşehrisi Darren Till ve Molly McCann de katıldı. Pimblett belki de UFC'deki en eğlenceli karakter ve ropörtajında da bunu bir kere daha gösterdi. Açıp izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Kendi demesiyle ''Başta beni o sağ yumrukla yakaladı ancak önceden de dediğim gibi, biz ''scouserlar'' nakavt olmayız'' laflıyla da gecenin ropörtajını yaptı. Bu sırada da Topuria'ya sövmeyi ihmal etmedi.
Gecenin sondan ikinci maçı, co-ana dövüşü ise Arnold 'Almighty' Allen ve Dan 'the Hangman' Hooker arasındaydı. Hooker ilk tüysiklete geri dönüşünü açıkladığı zaman ekstradan 10 poundluk kilo kaybının onu çok etkileyeceğini belki de kiloyu tutturamayacağını düşünmüştüm. Açıkçası bu soruma da bir cevap alamadım çünkü maç öncesi tartımlarında kendisi baya iyi gözüküyordu. 183 cm bir adamın nasıl 65 kiloya düşeceğini gözümün önünde canlandıramıyordum. Ama tartımlardan sonra Hooker'ın kazanabileceğini ciddi ciddi düşünmüştüm. Allen UFC'de hala hiç kaybetmedi, Hooker'ın UFC kazanma- kaybetme oranı 11-7 ama kaybettiği adamlar İslam Makhachev gibi Dustin Poirier gibi Michael Chandler gibi Edson Barboza gibi elit ve elit üstü dövüşçüler. Ayrıca Hooker da belki de bütün UFC'deki en yürekli adam; yenilenmiş Dustin Poirier'e, Oliviera ve Khabib'den sonra en çok sorun çıkartan kişi. Ama aynı zamanda o Poirier maçından beri o kadar iyi gözükmüyor, Makhachev'e 3 dakika dayanamadı. Bütün bu olasılıkları düşündükten sonra Allen'ın kazanacağını ama Hooker'ın dayanacağını düşünüyordum ama böyle olmadı.
Daha ilk dakikada nerdeyse teknik nakavtı yakalayan Allen, 2:33'de bunu gerçekleştirdi ve Hooker'ı zorlanmadan geçti. Allen'ın kariyerindeki en büyük galibiyet ve kendisi hala UFC'de yenilgisiz ve şu an 9 maçtır kazanıyor. Bu sikletinin şampiyonu Alexander Volkanovski'den bile fazla. Maç sonu ropörtajında da Calvin Kattar'ın ismini zikretti. Bu dövüş gerçekleşirse maçın kazananı Holloway'den sonra kemere meydan okuyan kişi olma ihtimali yüksek.
Hooker için ise işler pek iyi gözükmüyor. Son iki maçını 3 dakika içerisinde kaybetti ve durum daha da iyiye gidecek gibi de gözükmüyor. Sanki o Poirier maçından beri oktagonda bir kısmını bırakmış gibi ve nasıl toparlar bilemiyorum. Üzücü çünkü seyircilerin hepsinin sevdiği biri ve İngiltere'de karşısında bir İngiliz olmasına rağmen seyirciden tezahürat almayı başardı. Umarım toparlar.
Ve gecenin maçı Aspinall vs Volkov. Aspinall çok büyük bir yetenek, bunu daha önce kimse Volkov'a yapamadı. İki yere düşürme ve nerdeyse yumruk bile yemedi. Volkov da ağırsikletin en iyilerindendir ve Aspinall fark attı kendisine. Karşımızda Bisping'den sonra ikinci bir İngiliz UFC kemer şampiyonu olabilir. Şu aralar Ngannou'yu kimse yenecek gibi değil ama belki ileride. Maç hakkında denecek çok bir şey de yok çünkü açık ara gecenin performansını sergiledi ve noktayı da çok görmediğimiz straight armbar (düz kol kilidi) ile koydu. Çok teknik, çok güçlü ve cebinde gerektiğinde kullandığı pes ettirme mekanikleri bile var. Maç sonrası ropörtajında potansiyel bir Tai Tuivasa maçından bahsetti ve öyle bir maç yıllar sonra gördüğümüz en iyi ağırsiklet bölümünün temel taşı olabilir.
S Sport sadece ana kart maçlarını verdiği için Makwin Amirkhani vs Mike Grundy, Sergei Pavlovich vs Shamil Abdulrakhimov, Paul Craig vs Nikita Krylov maçlarını izleyemedik ama özet geçebilirim. Amirkhani üç maçtır kaybettikten sonra sonunda bir galibiyet ile kendini bulmuş olabilir. Pavlovich 2.5 yıllık aranın ardından oktagona galibiyet ile döndü ve Paul Craig hafif ağırsiklet bölümünün kolunu bacağını kırmaya, milleti boğmaya devam ediyor.
Dediğimi her şeyi toparlamak gerekirse belki de yılın etkinliği adayı bir UFC London izledik. O2 arenası bizi yine şaşırtmadı ve her zaman aktif seyircisi ile beraber keyfimize keyif kattı. Böyle etkinlikleri izlemek daha da önemli çünkü Avrupa'da veya Abu Dhabi'de olmayan etkinliklerin saati çok ters ancak bunları canlı izleyebiliyoruz. Yılın en iyi etkinliği ödülünü almaz büyük ihtimalle ama sadece 'fight night' etkinlikleri arasında olsaydı yüksek ihtimal bu alırdı. Blaydes vs Daukaus da sağlam geliyor sonrasında da çok sağlam bir UFC 272 bizi bekliyor. MMA takipçileri için ilkbahar şu ana kadar mükemmel.
dipnot: scouser=liverpoollular
çok güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSil