Modern Futbol'da Topu Geri Kazanma Süresinin Önemi
Futbol da günümüz teknolojisi gibi günden güne değişmekte ve bu da saha içindeki planlara, oyuncu rollerine ve oyun kurallarına dahi yansımaktadır. Futbol lügatında aslında uzun süredir var olan fakat tam olarak anlaşılamayan konulardan birisi de topu geri kazanma süresinin önemi.
Bu konuda her yerde her şeyi duyabilirsiniz. TV programlarında ve sosyal medyada spor paylaşımları yapan her sayfada Jurgen Klopp ve onun Liverpool'da kültür haline getirdiği "Gegenpressing" hakkında bir ton tartışma konusu bulabilirsiniz. Herkes topu kazanma süresine odaklandığında bu iş çok basite indirgeniyor ve asıl amaç göz ardı ediliyor.
Topu çabucak kazanmanın asıl amacının hücum etmek olduğu sanılıyor fakat bu yanlış. Hücum etmek tabii ki amaçlardan bir tanesi fakat topu olabildiğince hızlı kapmanın temel ve asıl nedeni savunma yapmaktır. Gegenpressing adı verilen pres şeklinin çok farklı kullanım tarzları vardır ve hepsinin de asıl amaçladığı temel neden savunma yapmak ya da savunmaya başlamaktır. Bunları basitçe anlatmak için bölüm bölüm gidebiliriz.
Rakibin paniğe kapılmasını sağlamak altın anahtar.
Rakip oyuncu topu ayağına aldığında genel geçer bir kural olan 3 saniye kuralı devreye girer. Bu 3 saniyede rakip oyuncu arkadaşlarının yerleşimini düşünecek, topu nereye atacağına karar verecek ve topu atmak için topa doğru yeltenecek. Yani bu 3 saniyelik süreçte pres başlar ve 8-12 saniye kadar devam eder. Ve rakip oyuncuların paniğe kapılarak pas hatası yapması sağlanır ya da topa gelişi güzel bir şekilde uzun vurdurarak topun defans hattımıza gelmesi sağlanır. Bu sayede yapılan kısa pas hatasında topu kaparak bir hücum planına geçiş yapabiliriz ya da atılan uzun top ile savunma hattımızdan başlayarak olgun hücum planıyla oyun kurabiliriz. Topu olabildiğince hızlı kazanmanın önemi de tam burada devreye giriyor. Bu ihtimaller dahilinde topu hızlıca kazanmak daha fazla atak yapmamıza ve topa olabildiğince daha fazla hükmetmemize yarıyor. Topa sahip olmayı amaçlayan kaliteli ayaklara sahip takımlar bu nedenle topu geri kazanma süresine fazlaca önem veriyor.
Bu pres şekillerinde en önemli husus hangi türde pres yapılacağı ve bloklar arası mesafedir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi bir presin gerçekleşmesi için takımın genişliği dar ve bloklar arası mesafenin az olması gerekmektedir. Bu sayede yapılan pas hatasında pres yapan oyuncuya yakın oyuncular da pas opsiyonu oluşturarak takımın hücum planına göre bir atak gerçekleştirebilir.
Pep Guardiola'ya göre Gegenpressing'in doğru uygulanmasındaki önemli hususlardan birisi takımın ne zaman alan presine geçeceğini bilmesidir.
Bunu nedeni ise gayet basit. Bahsettiğimiz 3 saniye kuralı rakip oyuncu topu ayağına aldığı andan itibaren geçerlidir. Eğer rakip oyuncu topu bir başka takım arkadaşına iletebilirse 3-8 saniye sonrasında takım artık ön alan presini bırakarak alan presi ile rakibe baskısını sürdürmelidir. Alan presi de yukarıda belirttiğimiz Gegenpressing'in türlerinden birisidir. Dilerseniz bu türlerden bahsederek yazımıza devam edelim.
Gegenpressing Türleri
Bu pres türleri rakibe ve teknik direktörlerin planlarına göre farklılık göstermektedir.
Rakibe Gegenpressing: Bu pres yöntemine iyi bir örnek verecek olursak Jupp Heynckes, topu kapan rakibin başına bir oyuncu gönderir ve diğer oyuncular da potansiyel pas alabilecek diğer rakiplere markaj uygulamaya başlar. Bu sayede rakibe farklı bir tarzla pas hatası yapması sağlanır ya da diğer takım arkadaşları da markaj altında olduğu için rakip formasyonunun ve planının bozulması sağlanır.
Topa Gegenpressing: Bu pres türüne ise verilecek en iyi örnek Jurgen Klopp. Klopp, topun etrafını kendi oyuncuları ile sararak topun tüm gidiş yollarını kapamayı amaçlar. Bu yöntemle topa doğru pozisyon alınır ve sert kontrolden sonra şiddetli prese başlanır.
Alana Gegenpressing: Bu pres türüne de Pep Guardiola'nın Manchester City'sini örnek gösterebiliriz. Guardiola'nın takımı ise pas atılabilecek alanları tutarak bu bölgelerde pres yapmaya başlar. Bu sayede rakibin pas atabileceği alanlar kapatılır ve rakip oyuncuların koşu atabileceği boşluklar doldurulur.
Eğer top kısa bir sürede kazanılmamış ve rakip oyun kurmaya başlamış ise çok kritik ve ince bir anda planlı şok pres uygulanabilir. Özellikle Jurgen Klopp, Dortmund dönemlerinde oldukça fazla kullanmıştı bu yöntemi. Top 2. bölgedeyken rakibin hazırlıksız olduğu bir pozisyonda uygulanan şok presler ile top hızlıca kapılarak tehlikeli ataklar oluşturulur. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus gerekli ve ince bir anda yapılması. Eğer gereksiz bir şok prese kalkarsanız rakip bu presinizi kırar ve 2. bölgeyi oldukça rahat geçerek sizi merkezden hiç efor sarf etmeden yarabilir.
Özetleyecek olursak topu erken geri kazanmak, topa sahip olmayı isteyen ve kaliteli ayaklara sahip takımlar için önemli bir husus. Hem size daha fazla atak imkanı tanırken yapılan boğucu baskılar sayesinde rakibi zihinsel olarak da yorarak oyundan düşürme imkanı tanıyabilir. Tabii bu oyun planı için kaliteli ayakların yanı sıra fiziksel gücü yüksek, dayanıklı ve kondisyon seviyesi fazla oyunculara da ihtiyaç var. Herkesin harcı olmamakla birlikte başarıya giden yolda önemli bir konudur topu geri kazanma süresi. Bu nedenle bu tarz pres yöntemleriyle oynayan pek fazla takım göremiyoruz. Hem takım içi büyük bir uyumluluk gerektiriyor hem de bu işi yapabilecek rollere uygun oyuncular.
Değinmeden olmaz futbolda bu tarz konular günler geçtikçe daha çok konuşulmaya ve bunun akabinde saha içi planlar da gelişmeye devam ediyor. Fakat Türk futbolu olarak hem oyun anlamında hem de oynanan oyunu yorumlama ve anlama konusunda pek yetkin değiliz. Son zamanlarda çıkan genç hocalarımız ve genç yeteneklerimize güveniyor onların ışığında Türk futbolunu üst seviyelerde görmeyi istiyoruz. Umarız bir gün bu konulara farklı ülkelerin takımlarını değil kendi takımlarımızı öncül olarak örnek gösterebiliriz.
Yorumlar
Yorum Gönder